24 Nisan 2011 Pazar

Little Prince.

Sen bunları geç göreceksin Küçük Prens.

Çünkü biliyorum ki, "o kadar da" önemli değilim şu an. Dün gece, yavaş yavaş öldürmeye başladım 'her şeyim' dediğin kadını. Tüm iyiliğimi, tüm saflığımı seninle beraber eskiler mezarlığına gömüyorum. :) Bunları yapacak olmamın tek nedeni ise, ihtiyacın olduğu zaman herkes gitse bile geride kalan o insanı yok etmek. Dünya tepene çökse, ben olmayacağım. O hiç kimsenin önünde akmak isteyen göz yaşların omzuma damlamak istediği zaman ise, ben başkalarının elini tutuyor olacağım. Güleceğim. Kahkahalar atacağım. Sana ait olan 354 günü zihnimin en karanlık sularında boğacağım. Karşılaşacağız elbet. Sana koccaman gülümseyeceğim. Ve sarılacağım, gülücüğüm kadar. Kokunu çekeceğim içime eski günlerin anısına, sen fark etmeden. Aynı anda hem senden nefret edecek, hem de seni çok seveceğim.

Umarım, umarım bana hissettirdiğin ama anlayamadığın o duyguların her birini deriiin derin işlerler kalbine. O zaman anlarsın bana ne yaptığını ve üzülürsün. Hepsinden de önemlisi kendinden nefret edersin bir nebze olsun. En büyük duam bu şu an. Umarım cayır cayır yakar kalbini en çok sevdiğin insan. Umarım öncelik olmazsın. Umarım hep ikinci planda gelirsin. Umarım cehennemde cayır cayır yanarsın Küçük Prens. Ve sen, asla büyümeyeceksin.

22 Nisan 2011 Cuma

Palyanço.

Ne üzgün palyaçoyum Tanrım.

Bloga ilk bakan bir insanın şu meredin eğlenceli bir şey olduğuna inanmasını öyle çok isityorum ki. Daha da çok istediğim bir şey var ise o da içeriğin görünüşünden daha da eğlenceli olması.

İnandım, olacak.

İsim geçicidir, kalıcı da olabilir. Ben sevdim.