4 Temmuz 2010 Pazar

Kahve Tadında

Kahve tadındaydı.

Yoğundu, tadı damağımda kalırdı.
Acıydı belki biraz, ama damarlarımda dolaşırdı.
Güzel kokardı..

Kahve tadında bir sevgilim vardı..

1 Temmuz 2010 Perşembe

Black Sun

Yeni yollar çiziyorum kendime ucu kırık kalemimle, kağıdı zedeliyorum istemeyerek.
Arka planda inleyen müzikleri nasıl da kirletiyorum.. Nasıl da haketmiyorum hiç birini. Sözlerini ufalıyorum, kalbime çakıyorum uçları paslı çivilerle. Hafızama kazımaya korkuyorum, sonsuza dek unutmamak için hazırladığım bu cenazeyle kendimi cezalandırıyorum.
Ağlıyorum.
Susuyorum sonra. O da yasak. Biliyorum, etrafıma ufacık çemberler çiziyorum, hepsinden zorla çıkıyorum. Çıkarken bir kaç insan öldürüyorum ama önemsemiyorum. "Ben Tanrı'yım." diyorum. En çok da inananlarımdan nefret ediyorum. Yanaklarımı kesiyorum, sonra da kandırıyorum kullarımı "Çok üzdünüz beni, gözyaşlarım oyuklar açtı böyle." diye. Eğiliyor hepsi. Daha fazla çaba sarfediyorlar. Yetinemiyorum. Gülüşümle öldürüyorum hepsini. Onları haketmediğim için öldürüyorum. En masum katilim, kendimi hep ufacık görüyorum.
"Elini tutmak istiyorum." diyorum. Şarkı nasıl da acıtıyor canımı, onu dahi kirletebiliyorum. Sırtımdan yavaş yavaş yükselen karıncalar ulaşıyorlar beynime ve kemirmeye başlıyorlar. Başım dönüyor onların aşklarından. Her birini iki parmağım arasında sıkıştırarak eziyorum sonra. Her birine ayrı bir çukur açıyorum duygularımda. Gömüyorum ertesi gün çıkarmak amacıyla.
Ben gidiyorum. Daha fazla katlanamam, gözlerim açık ölüyorum.